fbpx

Doğru Kararı Nasıl Veririm?

Doğru Kararı Nasıl Veririm?

Doğru Kararı Nasıl Veririm?

Meslek tercihi ile ilgili kararları vermeye küçük yaşlarda başlarız aslında. Daha küçük bir çocukken sürekli duyduğumuz büyüyünce ne olacaksın sorusuna verdiğimiz cevaplar bazılarımız için ileriki yaşlarda da benzerken, bazılarımız için her dönemde değişen, dönüşen, kaotik bir biçime evrilir. Meslek seçimi yapacağımız an geldiğinde aklımızda onlarca soru belirir: Yaşadığımız ülke şartları, mesleğe olan yatkınlığımız, mesleğin geleceği vb. bahsettiğimiz sorulardan sadece birkaçıdır.

Sürekli bir devinim halinde olan günümüz şartları, birçok insanı kolay ve hızlı yoldan en çok geliri elde edeceği mesleklere yöneltir; fakat bu insanı başarıya götürecek doğru adım mıdır? İcra ettiğiniz mesleğin size maddi bir doyum noktası sağlaması iş verimi için elbette önemlidir ama iş hayatındaki mutluluğunuz tüm bunlardan daha önemli bir noktayı oluşturur.

Büyük bir olasılıkla ömrünüz boyunca emek vereceğiniz meslek size zevk vermiyorsa, her sabah ayaklarınız koşar adım değil de geri geri gidiyorsa mesleğinize bu durum sizin başarılı olma ihtimalinizi de düşürecektir. Bu sebeple zamanla kariyer basamaklarını birer birer çıkamayacak aksine birer ikişer geri inmek zorunda kalacaksınız. Onlarca yıl emek vererek geldiğiniz meslek seçimi aşamasında vereceğiniz yanlış karar onca çabanın ve belki de koca bir hayatın yerle bir olmasına sebep olacaktır. Her zaman ilgi alanınız olan ve icra etmekten keyif aldığınız mesleği seçmek sizi başarıya ulaştıran en hızlı yol olacaktır.

Kendinizi bildiğinizden bu yana aklınıza düşen bir meslek var mıydı? Bu soru cevaplamanız gereken ilk soru olsun. O iş hala hayallerinizi süslüyorsa, gerçekleştirmekten keyif alacağınızı düşünüyorsanız araştırmak için geç kalmayın. Mesleğin imkânları neler? Kariyer planlamanızla özdeşleşiyor mu? Buradan başlamak çıkılacak yolculuğun en sağlam duraklarından olacaktır.

Meslek seçerken dikkat edeceğiniz unsurlardan bir tanesi ilgilerinizin yanında yeteneklerinizdir. İlgi duyulan bir mesleğe yeteneğinizin olmadığınızı düşünüyorsanız en kısa sürede o mesleğe yönelik deneyimlerde bulunarak kendinizi test etmeniz doğru bir adım olacaktır. Mesleğe dair kendi gücünüzü görmek gelecek kararlarınız için de yararlı olacaktır.

Tabii ki tabi olduğunuz sınav sistemiyle birlikte çok az insan gerçekten istediği bölümleri ve üniversiteleri tutturmakta geriye kalan büyük kısım “Mezuna Kalma” ve yahut istemediği bir bölümü okuma tercihini yapmaktadır. Günümüz terimlerden biri olan “Mezunluk Müessesesi” büyük bir kararı da beraberinde getirmektedir. Bir yıl evde sınırsız süremle birlikte verimli ders çalışabilir miyim? Puanımın yeterli olduğu bir bölümü yazıp vakit kaybetmemek daha akılcı mı olur? Burada büyük olan bir yılı kaybetmek değildir; büyük olan bir yıl içinde verilecek psikolojik savaşlardır. Eğer bu dönemi bir kayıp olarak değil de bilgi birikiminizi artırmada bir adım, keşke dememek uğruna feda ettiğiniz bir zaman dilimi olarak görürseniz avantajınıza dönüşecektir. Çünkü mezunluğun size en büyük katkısı bir yıl geçmesi sebebiyle oluşacak büyüme neticesinde oturacak olan bilgi özümleme gücünüzdür. Bilmekten ziyade, bildiğini işleyebilme, sorgulayabilme ve yeni bilgiler üretme noktasında bilişsel gelişiminize katkı sağlayacaktır.

Mezuna kalmanın dezavantajlı kısmı ise kendinize karşı verdiğiniz iç savaş… Sürece adapte olmak için yapılanlar, çevrenin beklentisi, verdiğiniz emeklerin karşılığını almaya olan sabırsızlığınız… Sonuç elbette çok önemli fakat ben sürecin de en az sonuç kadar önemli olduğunu düşünenlerdenim. Sürecin sonunda, “Bu yıl gerçekten mutlu muydum?” ya da “Kariyerim ve geleceğim için kendimden bir yıl mı çaldım yoksa bilgi birikimimi artırıp kendimi ileri mi taşıdım?” sorularına cevap verecek şekilde yaşarsak bu bir yılı sonuçta da başarıyı elbet yakalayacağız. Her ne kadar toplum olarak sonuca odaklı olsak da süreci görmezden gelmek bizi daha çok yıpratıyor. “Göze alınır mı bir yıl daha aynı süreç?” diye soranlara verilecek en net cevabımız, “Bir yılı kaybettiğiniz bir zaman dilimi olarak görmeyecekseniz alınır. Bir yılı hayat serüveninizin olması gereken bir dönemi olarak görürseniz alınır…”                                                                                                                                    

Hilal KARLIN