İnternetin 21’inci yüzyılda hayatımızda yoğun bir şekilde yer alması ile birlikte hemen tüm işlerimiz için akıllı cihazları kullanmak neredeyse kaçınılmaz bir hâl aldı. Bu teknoloji hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştırırken beraberinde bazı bağımlılıkları da getirdi. Bunların başında özellikle ergenlerde yoğun olarak görülen oyun bağımlılığı yer alıyor.

            Video oyun bağımlılığı Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından henüz tanımlanmış değildir, fakat Dünya Sağlık Örgütü yayınına göre “Bilgisayar Oyunu Bağımlılığı” adlı bir tanı mevcuttur. DSM-5 Kriterlerine göre kişi aşağıdaki belirtilerin en az 5 tanesini 1 yıldan uzun bir süredir gösteriyor ise bağımlı sayılmaktadır.

• Video/internet oyunları üzerine aşırı kafa yormak.
• Oyun oynamadığında kötü hissetmek ya da yoksunluk belirtileri göstermek.
• Kendini daha iyi hissetmek için giderek daha da artan sürelerde oyun oynamayı istemek. 
• Kendisini kısıtlamaya çalışsa da daha az oyun oynamayı becerememek. 
• Daha önceden severek yaptığı diğer işleri yapmayı istememek.
• Okulda, iş yerinde ya da evde fazla oyun oynamaya bağlı olarak gelişen problemlerle karşılaşmak.
• Oyun oynama süresini gizlemek için yakınlarına ya da başkalarına yalan söylemek.
• Kendini kötü hissettiğinde duygu durumunu iyileştirmek için oyun oynamak.
• Video/internet oyunlarına katılımdan dolayı önemli ilişki, iş, eğitim ya da kariyer fırsatlarını kaçırmak.

Oyun bağımlılığın fiziksel ve psikolojik olarak birçok etkisi bulunmakta ve hayat kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Fiziksel etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz.

            Oyun oynayan kişilerde uzun süre ekran karşısında kalmaya bağlı olarak göz bozuklukları, baş ağrıları; sandalyede kalmaktan dolayı kaslarda ve eklemlerde uyuşmalar omurga eğrilikleri ve duruş bozuklukları gelişmektedir. Fiziksel aktiviteye ayrılan sürenin düşmesi nedeni ile çabuk yorulma, kilo alma motor becerilerin zayıflaması vb. birçok sorunu beraberinde getirmektedir.

            Fiziksel zararın yanı sıra psikolojik olarak da olumsuz birçok etkisi mevcuttur. Kişinin aile ilişkileri zayıflar, agresif tavırları artmaya başlar, sosyal kabul düzeyi daha düşük olan bireyler, sanal ortamdaki oyun başarısı ile oyunu oynayanlar arasında kabul gördüğü için sosyal ilişkileri daha da zayıflar. Bu oyunlar kolay olduğu zaman tatmin olamazlar, zor olduğu zaman ise başarı duygularını tatmin edemedikleri için pes ederler ve yılmazlık becerileri zayıflamaya başlar. Sürekli kurulan sanal arkadaşlıklar ve sanal sohbet alışkanlığı yüz yüze iletişim becerilerini düşürür. Oyunda geçirilen sürenin artması ile akademik başarı düzeyi de düşeceği için gelecek kaygısını tetiklemesi de oldukça muhtemeldir. Toplumdan giderek daha da izole bir hayat yaşamaya alıştığı için gittikçe daha yalnızlaşacak ve beraberinde birçok psikolojik problemi de getirecektir.

            Peki, bu oyunlar bu kadar kötü etkiye rağmen neden bağımlılığa neden olurlar?

Oyun tasarımcıları video oyunlarını kişilerin daha çok vakit geçirmek isteyeceği sonu olmayan sonsuz bir dünya içinde yaratırlar. Gerçek hayatta çok güçsüz bir birey sanal bir karakterle kendini özdeşleştirerek kendini inanılmaz güçlü hissedebilir. Sosyal ilişkileri zayıf bir birey birçok ilişki kurabilir. Sürekli daha iyi olmak için, daha çok gelişmek için, oyuncuları zorlayan canlı ve renkli bir dünya yaratılmaktadır.

            Eğer kendinizde veya bir yakınınızda bu durumu gözlemliyorsanız derhal harekete geçmelisiniz. Bu durumda kişiye ilk önce bağımlı olduğu kabullendirilmelidir. Unutmayın! Sen bağımlısın demek ile hiç kimse bunu kabullenmeyecektir. Kişinin bunu kendisinin fark etmesi sağlanmalıdır. Bunun için bireyin kendisi ile yüzleşmesini sağlayacak bilgiler verilebilir. Örneğin; “Sırt ağrılarının sebebi çok fazla sandalyede zaman geçirmek olabilir mi?”

Fakat çoğu zaman bu bağımlılıkların altında psikolojik faktörler yatar. Bu nedenler tespit edilip çözüme ulaştırılabilirse bağımlılığı çalışmak çok daha kolay olacaktır. Böyle bir durumda uzman yardımı almayı düşünmeniz gerekebilir. Ebeveyn olarak en başından alacağınız önlemlerde çok etkili olacaktır. Süre kısıtlamaları veya sadece ödül olarak bazı saatlerde oyuna izin vermek bağımlılığın oluşmasını en başından önleyecektir.

           

Minör & Majör Eğitim Kurumlarında Ne Yapıyoruz?

 Eğer oyun bağımlılığı gibi bir problem varsa, öğrencilerimiz için detaylı bir çalışma ve psikoeğitim programları ile önleyici ve müdahale edici programlar uygulamaktayız. Kullandığımız “Oyun Bağımlılığı Psikoeğitim Programı”tamamen özgün olup sadece kurumumuz öğrencilerine özel verilmektedir. Bir bağımlılık ölçeği ile başlayan 8 haftalık bir psikoeğitim programın her oturumunda özgün ve amaca odaklı konular işlenmektedir. Oturum başlıklarını şöyle sıralayabiliriz:

OTURUM 1 =Yapılandırma

OTURUM 2= Bağımlılık Nedir?

OTURUM 3= Bağımlılığı Fark Et

OTURUM 4= Sağlıklı Aktiviteler

OTURUM 5= Sosyal Beceriler

OTURUM 6= Oyun Bağımlılığının Psikolojik ve Duygusal Etkileri

OTURUM 7= İlerlemeyi Fark Et

OTURUM 8= Sonlandırma

Detaylı bilgi almak isteyen tüm öğrenci ve velilerimizi kurumumuzda ağırlamaktan kıvanç duyarız.

PDR Servisi